5 ESSENTIAL ELEMENTS FOR SOHBET

5 Essential Elements For sohbet

5 Essential Elements For sohbet

Blog Article

Konya Sanayi-i Nefise Mektebi, 1920’li yıllarda bir tadilat geçirmiş, tüm çatı örtüsünün şekli değiştirilirken, doğu ve batı yönündeki üçgen alınlıklar, sivri külahlı bacalar, çatı arası pencereleri kaldırılmış, kulelerin piramidal külahları da kaldırılarak kiremitle ve dışa taşan saçaklı bir çatı ile kaplanmıştı.

Yazının başındaki ilk üç fotoğrafta (1,2,3) olduğu gibi yukarıdaki fotoğrafta da dikkati çeken ve bundan sonraki tüm fotoğraflarda da onların ana teması olacak, diğer yapılardan çok farklı duran kırma çatılı, çatı arası ve bodrum katı ile birlikte dört katlı, gösterişli Konak ise, 19. yüzyılda Lübnan’daki Dürzi’ler ile yaşadıkları çatışmalardan sonra Beyrut’tan göç ederek 40-50 hane olarak Konya’ya yerleşen, Konyalıların “Araplar” ya da “Arapoğlu” olarak adlandırdığı, Tapu Sicil kayıtlarında ise “Katolik Rum” olarak geçen Marunî Cemaati’nin önde gelen isimlerinden, buğworking day ticaretinden zenginleşen inşaatçı, otelci, dövizci, banker ve uluslararası ticaret yapabilme ruhsatı olan tüccar Yusuf Şar’ın 1900’lerin başlarında kendi mimari anlayışlarına uygun olarak inşaa ettirdiği Konağıdır.  

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, ertesi 18 Ekim 1925 Pazar günü, öğleden sonra Hükümeti ve Belediyeyi ziyaret etmiş, ardından Türk Ocağına gelerek gençlerle konuşmuştu.

If an internal hyperlink led you in this article, you may need to alter the link to position straight to the supposed report.

Have you ever tried out AI Chatbot programs integrated into websites to check with and remedy clients' concerns?

Maarif Evlerinin köşesinde üzeri kurşun kaplı soğan kubbeli bir kulesi olan ve Maarif evlerinden ayrı gibi duran bölümü ise Muallimler Birliğidir. Konya Valisi Ahmet Muammer Bey’in 1916-eighteen yılları arasında ikinci kez valilik yaptığı düşünülecek olur ise, Nizamiye Medresesi’nin yıkılmasının ve Maarif Evleri ve Muallimler Birliği’nin bloğunun inşaasının 1916-18 yılları arasında olduğu söylenebilir.

Nizamiye Medresesi’nin yıkılmasının ardından 1916-18 yılları arasında Yusuf Şar Konağının karşı köşesine Kazanlı Medresesi ile Muammer Bey sokağı arasına, Batı-Doğu doğrultusunda uzunlamasına, bir bodrum üzerine 2 katlı olarak inşaa edilen kagir yapı Maarif Evleri adıyla anılacaktı. Alâeddin Tepesine yakın olan köşesi, ikinci katındaki konsol olarak dışarı çıkan yuvarlak kulesi ve kulesinin üzerini örten, kurşun soğan kubbesi ile hemen farkediliyordu. İlk yıllarda Alâeddin Tepesi yönündeki bağımsız girişi daha sonraları iptal edilmiş, kapı yeri duvar örülerek kapatılmış ve bu bölüm bir süre sonra Muallimler Birliği’ne ev sahipliği yapmıştı.

Sol tarafta görülen küçük kubbeli yapı ise, Hasbey Medresesi ya da Dârü’l-huffâz’ıdır(2).

Fotoğraf 15- Alâeddin Tepesi eteklerinden Konya’ya bakış, fotoğrafın solunda Yusuf Şar Konağı’nın köşesi görülmekte, yine elektrik direkleri ve elektrik kablolarının varlığı nedeniyle bu fotoğrafın da 1918 yılı sonrası olduğu düşünülebilir.

İki renkli ve çeşitte taşın kullanılışı uzaktan bile türbenin dikkat çekmesini sağlar. Türbenin cenazelik katı toprak seviyesinin get more info biraz üstünde ve kapı hizasına kadar dört köşe yapılmış, sonra sekiz köşeye geçilmiştir. Kapısı doğuya açılmaktadır. Kapı ile uyum içinde olan üç yüzünde geniş mermer çerçeveli büyük bir pencere kullanılmıştır. Türbe, daha yukarı kısımda bulunan sekiz yarık pencereden de ışık alır. Oldukça estetik olan kapısının eşiğinde iki mor mermer basamak vardır.

“Nizamiye Medresesi namıyla maruf iken harap olarak arsasından kısm-ı azamı eyd-i ahara (diğer ellere) geçmiş, yalnız Nalıncı namıyla mevcut bulunan türbe de hedm olunarak (yıkılarak) bir kısmı tarike kalb ve asarı ….” 

Daha çok erken saatlerde halk 3 kol halinde Alâeddin Tepesi’nin önündeki meydana, hüküachieved meydanına, şeker fabrikasının yoluna doğru akıyordu. 

“Babalık” Gazetesi zaman zaman kesintiye uğramış, en son olarak da 1952 yılında Demokrat Parti’nin gazeteye verilen resmi ilanları engellemesi üzerine zaten güç şartlarda çıkartılabilen gazetenin yayın hayatı sona ermişti. Başyazarı ve yazı işleri müdürünün Samizade Süreyya olduğu gazetenin yazar kadrosunda Namdar Rahmi, Reşat Ekrem Koçu, şair Yahya Saim, Sadettin Nüzhet, Enver Behnan, Şapolyo ve Servet İskit gibi basın ve edebiyat dünyasında daha sonra isim yapmış kalem sahipleri yer almıştı.

Giritli Eczacı Mustafa Cevdet Yarsal, orta ve lise tahsilini Selanik ve İzmir’de yapmış, 1905 yılında da Şam Üniversitesi Tıp Fakültesi Eczacılık Bölümüne girerek 1909 tarihinde mezun olmuştu. Mezuniyetinden sonra bir süre Beyrut’ta Nisa Hastanesinde Eczacı olarak çalışan, Birinci Dünya savaşı sonrasında Konya’ya yerleşen Mustafa Cevdet Yarsal, Milli Mücadele zamanlarında cephe gerisindeki değerli hizmetleri nedeniyle İstiklal Madalyası ile de taltif edilmişti. Konya’da Türk Ezcacılar Birliği’nin kuruluşunda da ilk müteşebbisler arasında bulunmuştu. Ne kendisinin ne de kızkardeşlerinin çocukları olmadığı için büyük bir ihtimalle bu ikiz evler vefatları sonrasında hazineye intikal etmişti.

Report this page